NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
1 - (2065) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن نافع،
عن زيد بن
عبدالله، عن
عبدالله بن
عبدالرحمن بن
أبي بكر
الصديق، عن أم
سلمة، زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال
(الذي يشرب في
آنية الفضة،
إنما يجرجر في
بطنه نار جهنم).
{1}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Nâfi'den dinlediğim, onun da Zeyd b.
Abdİllah'dan, onun da Abdullah b. Abdurrahman b. Ebî Bekr Es-Sıddık'dan, onun
da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Ümmii Seleme'den naklettiği şu
hadîsi okudum: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Gümüş kabtan içen ancak
ve ancak karnına cehennem ateşi şırıldatır.» buyurmuşlar.
(2065) - وحدثناه
قتيبة ومحمد
بن رمح عن
الليث بن سعد. ح
وحدثنيه علي
بن حجر
السعدي. حدثنا
إسماعيل (يعني
ابن عيلة) عن
أيوب. ح وحدثنا
ابن نمير.
حدثنا محمد بن
بشر. ح وحدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
يحيى بن سعيد.
ح وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة والوليد
بن شجاع. قالا:
حدثنا علي بن
مسهر عن
عبيدالله. ح
وحدثنا محمد
بن أبي بكر
المقدمي.
حدثنا الفضيل
بن سليمان.
حدثنا موسى بن
عقبة. ح
وحدثنا شيبان
بن فروخ.
حدثنا جرير
(يعني ابن
حازم) عن
عبدالرحمن
السراج كل
هؤلاء عن
نافع. بمثل
حديث مالك بن
أنس. بإسناده
عن نافع وزاد
في حديث علي
ابن مسهر عن
عبيدالله (أن
الذي يأكل أو
يشرب في آنية
الفضة والذهب)
وليس في حديث
أحد منهم ذكر
الأكل والذهب.
إلا في حديث
ابن مسهر.
{…}
Bize bu hadîsi Kuteybe
ile Muhammed b. Rumh da Leys b. Sa'd'dan rivayet ettiler. H.
Bu hadîsi bana Alî b.
Hucr Es-Sa'di dahi rivayet etti. (Dediki): Bize İsmâîl (yâni İbni Uleyye)
Eyyub'dan rivayet etti. H.
Bize İbni Numeyr de
rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bişr rivayet etti. H.
Bize Muhammed b. Müsennâ
da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. H.
Bize Ebî Bekr b. Ebî
Şeybe ile Velîd b. Şûcâ' dahi rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ali b. Müshir
Ubeydullah'dan rivayet etti. H.
Bize Muhammed b. Ebî
Bekr El-Mukaddemi de rivayet etti. (Dediki): Bize Fudayl b. Süleyman rivayet
etti. (Dediki): Bize Musa b. Ukbe rivayet etti. H.
Bize Şeyban b, Ferrûh
dahi rivayet etti. (Dedikî): Bize Cerîr (yâni İbni Hazım) Abdurrahman Es-Serrâc'dan rivayet etti.
Bu râvilerin hepsi
Nâfi'den Mâlik b. Enes'in hadîsi gibi ve onun Nâfi'den olan isnadı ile
rivayette bulunmuşlardır. Alî b. Müshİr Ubeydullah'dan naklettiği hadîsinde :
«Gümüş ve altın kablardan
yiyen veya içen...» ibaresini ziyade etmiştir. İbni Müshir'in hadîsinden başka
bunların hiç birinin hadîsinde yemekle altının anıldığı yoktur.
2 - (2065) وحدثني
زيد بن يزيد،
أبو معن
الرقاشي.
حدثنا أبو
عاصم عن عثمان
(يعني ابن مرة)
حدثنا عبدالله
بن عبدالرحمن
عن خالته أم
سلمة. قالت: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (من شرب
في إناء من
ذهب أو فضة،
فإنما يجرجر
في بطنه نارا من
جهنم).
{2}
Bana Zeyd b. Yezîd Ebû
Ma'n Er-Rakkâşî de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Asım, Osman'dan (yâni İbni
Mürre'den) rivayet etti. (Demişki): Bize Abdullah b. Abdirrahman, teyzesi Ümmü
Seleme'den rivayet etti. (Şöyle demiş): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Seilem) :
«Her kim altın veya
gümüş kabtan içerse, ancak ve ancak karnına cehennemden bir ateş şırıldatır.»
buyurdular.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî ile
İbni Mâce «Kitâb'ul~Eşribe»'de Nesâî «Velîme» bahsinde tahrîc etmişlerdir.
Cercere: Suyun akarken
çıkardığı ses yâni şırıltıdır. Ulemâ bu hadîsteki «nâr» kelimesinin mansub mu
yoksa merfu mu okunacağında ihtilâf etmişlerdir. Muhakkıklardan Ezheri ile
başkaları kat'iyyetle mansûb okunacağını söylemişlerdir. Ki: Zeccâc, Hattâbî ve
ekser ulemâ bu kavli tercih etmişlerdir. Hadîsin üçüncü rivayetinde bu
kelimenin «naran» okunmuş olması da bunu te'yîd eder. Bu takdirde mânâ bizim
terceme ettiğimiz gibi olur. Yâni fiilin faili o kablardan su içendir. Merfû
okunduğuna göre ise fiilin faili «nâr» kelimesi olur.'Bu takdirde cümlenin
mânâsı : «Gümüş kabtan içen kimsenin karnında cehennem ateşi şırıldar» şekline
girer. Her iki mânâya göre de altın ve gümüş kabtan içilen şeye ateş denilmesi
netice ona vardığı içindir.
Kaadi iyâd diyor ki:
«Bu hadîsten murad ne olduğu hususunda ihtilâf edilmiştir. Bâzıları: Bu, acem
v.s. milletlerin kâfir olan kırallarının akıbetini haber vermektir. Onların
âdetleri altın ve gümüş kablardan içmekti. Nitekim başka bir hadîste Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem}:
«Bu kablar dünyada
onların, âhirette. ise sizindir.» buyurmuş, dünyada onları kullananlar
küffardır demek istemiştir. Ve yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ipek
elbise hakkında:
«Bunu anoak âhirette
nasibi olmayan giyer.» buyurmuştur. Hadîsten murad müslümanları bundan nehy
etmek olduğunu ve bu nehyi irtikâb edenin şu azabı hak edeceğini, ama bazan
Allah'ın bundan af ettiğini söyleyenler de vardır.»
Nevevî buradaki nehyin
kâfir, müslim bütün altın, gümüş kullananlara şamil olduğunu söylemiş: Çünkü
sahih kavle göre küffâr şeriatın füru'u ile de muhatabdırlar.» demiştir. •
Maamafih mesele ihtilaflıdır.
Erkek ve kadına altın, gümüş
kablardan yeyip içmenin haram olduğuna ulema ittifak etmişlerdir. Yalnız İmam
Şafiî'nin eski bir kavline göre mekruh, Dâvud-u Zahiri ye göre içmek, haram
yemek caizdir. Nevevî, Şafiî mezhebinde olduğu halde: «Bu kavillerin ikisi.de
batıldır.» demektedir. Altın ve gümüşü yiyecek, içecek kablarından başka kaşık,
çatal ve buhurdanlık gibi şeyler yapmak suretiyle kullanmak da haramdır. Bütün
bu husûsatta kadın ve erkek müsâvî ise de zinet olarak kullanma hususunda
ayrılırlar. Bir kimse altın veya gümüş kabtan abdest alsa fiilen günah işlemiş
olmakla beraber abdesti sahihtir. Ulemâ bu hususta da müttefiktir. Yalnız
Dâvûd-u Zahirî bu abdestin sahih olmayacağına kaildir. Bittabî zaruret halinde
sair zaruretlerde olduğu gibi, altın ve gümüşün kullanılması da caiz olur.